31 Ekim 2010 Pazar

Evde Kefir Yapılışı, Kefir Üretimi Hakkında

Sponsorlu Bağlantılar:

KEFİR : Kefir, kefir taneleriyle elde edi­len etil alkol ve laktik asit fermantasyonlarının bir arada oluştuğu tarihi geçmişi olan bir süt içkisidir. İçer­diği karbondioksit nedeniyle köpüren bir yapıya sahip­tir. Kefirin anavatanı Kafkas dağlarıdır.

KEFİR ÜRETİMİ HAKKINDA : Kefirin bileşimine ve duyu­sal niteliklerine etki eden faktörler başlıca; kefir tanesi­nin mikroflorası, uygulanan üretim tekniği, kullanılan sütün cinsi ve temizlik-hijyen koşullarıdır. Kefirin fermentasyo­nu sırasında oluşan olayları şu şekilde özetleyebi­liriz;

1. Laktozdan laktik asit olu­şumu (Laktik asit fermantasyonu).
2. Laktoz­dan etil alkol ve karbondioksit olu­şumu (Alkol fermantasyonu).
3. Kefire özgü tipik ma­yayı andırır kefir aroması oluşumu.
4. Sınırlı ölçüde proteinin, pepton ve ami­noasitlere parçalanması (Ya­vaş proteoliz).
Geleneksel yöntem ve tane kul­lanılarak kefir üretimi yapıldığın­da standart bir üretim akışı gerçekle­ştirilebilmesi zordur. Dolayısı ile standart bir ü­rün elde edilemez. Özel­likle fabrikasyon üretimde bu neden­le kefir kültürü kullanılmaktadır. Ayrıca üre­tim için çift cidarlı, karıştırmalı, farklı yer­lerden doldurma ve boşaltma vanası o­lan, termostatlı, manometreli özel tank­lar kullanılmaktadır.

Ülkemizde fabrika ortamı­nda kefir üretilmemektedir. Genell­ikle evlerde kefir taneleri kullana­rak kefir elde edilmektedir. Bu kefir taneleri ellerinde tane bulunduran ailelerin birbirlerine ver­mesi ile ya da Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Süt Teknolojisi Bölümü’nden temin ed­ilerek çoğalmaktadır.

Kefir üretimi şu şekil­de şematize edilebilir.
Kefir üretiminde çiğ süt ve­ya pastörize süt kullanılır. Bu sütlerin mutlaka kaynatılması gerek­mektedir. Kaynatılan süt 20 -25 °C’ye soğutulur. Kefir, paslanmaz çelik veya cam bir kavanoz­da yapılmalıdır. Bakır, alüminyum tencere kesin­likle kullanılmamalıdır. İçeri­sine %3 -5 oranında (1 kilo süte 30 -50 gram kefir tanesi) kefir tanesi ila­ve edilir. Ağzı hava alacak fakat toz, sinek v.s, gitmeye­cek şekilde kapatılır. 20 -25 °C’de yaklaşık 18-24 sa­at süren fermentasyon sonucu kefir olu­şur.Bu sırada kefirin pH’sı 4.7 civarında­dır. Bu süre içinde kabın arada bir karıştırılması fayda­lıdır. Fermentasyon sonunda kefir temiz bir süz­geç ile süzülür. Süzgeçte kalan kefir taneleri tek­rar kaynatılıp soğutulan süte atılır ve ye­niden kefir üretmek için kulla­nılabilir. Süzüntü buzdolabında bir süre bekletilip olgunlaştı­rılır, daha sonra tüketilir.

Kaynak: http://www.yvik.org.tr/index.asp?pg=kh&newID=1396

Mikrodalga Fırın Kullanma Talimatı

Sponsorlu Bağlantılar:

  >>> Mikrodalga Fırın Kullanma Talimatı <<<

1.0 AMAÇ: İmmunohistokimyasal boyama prosedüründe, antikor öncesi ısıtmaya dayalı antigen                      retrieval uygulamaları için kullanılır.

2.0. KAPSAM: Patoloji laboratuarını kapsar.

3.0 SORUMLULAR:
Ø  Sorumlu Laboratuar Teknisyeni

4.0 UYGULAMA:
Ø  Cihaz fişe takılır.
Ø  Cihazın sağ alt köşesindeki anahtar işaretli düğmeden kapağı açılır.
Ø  Solüsyonların doldurulduğu şaleler dengeli şekilde içine yerleştirilir.
Ø  Cihazın kapağı kapatılır.
Ø  700 W 5dk. ve ardından 350 W 5 dk. çalıştırılır.
Ø  Uygulama bitince şaleler alınarak soğutulur.
Ø  İmmünohistokimyasal uygulama primer antikor aşamasından devam edilir.

5.0 İLGİLİ DOKÜMANLAR:
Ø  Cihaz kullanma Klavuzu

>>>Devamı için lütfen sayfadaki indirme adreslerinden herhangi birini kullanarak talimatı bilgisayarınıza indiriniz.

Konuyla ilgili aramalar: mikro dalga fırın kullanımı talimatı

--> TALİMATLAR ANA SAYFASINA DÖN <--

Mikrodalga Fırın Kullanım Talimatını İndir  -  Alternatif İndirme Adresi

Otoklav Flash Program Kullanma Talimatı

Sponsorlu Bağlantılar:

  >>> Otoklav Flash Program Kullanma Talimatı <<<

1.0 AMAÇ: Ameliyat esnasında sterilitesi bozulmuş, hastaya hemen kullanılması gereken yedeği olmayan aletlerin “flash “ programla steril edilme yöntemini belirlemektir

2.0 KAPSAM: Otoklavlarında “flash “ programı olan ve bu programı uygulayan tüm birimleri kapsar.


3.0 SORUMLULAR:
v  Sterilizasyon Ünitesi Sorumlusu
v  Flash Otoklavı Kullanıcıları

4.0 TEMEL İLKELER:
1.”Flash” program hastaya hemen kullanılması gereken, yedeği olmayan ve temiz/temizlenmiş aletlerin paketlenmeden steril edilmesi için kullanılır.
2.Paketli materyal ve konteynerler ile implant materyali flash programda steril edilmez.
3.Flash program, zaman kazanmak veya ek alet/set teminine alternatif olarak kullanılmaz.
Otoklavın kontrolleri ( mekanik, kimyasal, biyolojik ) yapılmalıdır.

5.0 UYGULAMA:
1.Aletler otoklava konmadan önce dekontamine edilir.
2.Flash program kullanılarak steril edilir.
       Porsuz, lümensiz materyal 132 oC  de 3 dakika
       Porlu lümenli materyal 132 oC de 10 dakika
       (ön vakumlu ise 132 oC de 4 dakika)
3.Steril malzeme sterilizatörden hastaya taşınırken kontaminasyon engellenmelidir, “Flash” otoklavı ameliyat masasına en yakın noktada bulundurulur.


6.0 İLGİLİ DOKÜMANLAR:
v  Hastane İnfeksiyonları El Kitabı


>>>Devamı için lütfen sayfadaki indirme adreslerinden herhangi birini kullanarak talimatı bilgisayarınıza indiriniz.

Konuyla ilgili aramalar: Otoklav Cihazı Flash Program

--> TALİMATLAR ANA SAYFASINA DÖN <--

Otoklav Flash Program Kullanım Talimatını İndir  -  Alternatif İndirme Adresi

Takometre Cihazı Kullanma Talimatı

Sponsorlu Bağlantılar:

  >>> Takometre Kullanma Talimatı <<<

1.0 AMAÇ: Hastanedeki cihazların hız ve devir kalibrasyonunu sağlamak.

2.0 KAPSAM : Bu talimat, kalibrasyon laboratuvarını kapsar.

3.0 SORUMLULAR:
Ø  Hastane Mühendisleri
Ø  Kalibrasyon laboratuvar tekniker ve teknisyenleri

4.0 UYGULAMA:
Ø  Kalibratörün seçici anahtarı uygun pozisyona getirilir.
Ø  Dijital veya mekanik ölçüm için yandaki düğme basılı tutulur.
Ø  Test edilecek cihazın üzerine yansıtıcı bant yapıştırılır.
Ø  Test edilecek cihazın parametrelerine göre ölçüm işlemleri uygulanır.
Ø  Dijital ekrandan okunan değerler kaydedilir.
Ø  Test işlemi bitiminde tekrar kullanılacak durumda hazır bırakılır.

5.0 İLGİLİ DOKÜMANLAR:
Ø  Talimatlar  


>>>Devamı için lütfen sayfadaki indirme adreslerinden herhangi birini kullanarak talimatı bilgisayarınıza indiriniz.

Konuyla ilgili aramalar: takometre cihazı , takometre aygıtı , takometre kullanma talimatı

--> TALİMATLAR ANA SAYFASINA DÖN <--

Takometre Kullanım Talimatını İndir  -  Alternatif İndirme Adresi

Lavman Nasıl Yapılır? Lavman Yapma Talimatı

Sponsorlu Bağlantılar:

  >>> Lavman Yapma Talimatı <<<

1.0 AMAÇ: Ameliyat öncesi bağırsağı temizlemek, kontrast bir madde kullanarak bağırsağın röntgenini çekmek, endoskopi öncesinde yada şiddetli kabızlık durumlarında, sistemin içine ilaç göndermek, tahriş olmuş bağırsak mukozasını yumuşatmak ve tedavi etmek, vücut ısısını düşürmek, lokal hemorajiyi durdurmak ve portal sistemik ensefolapatiyi azaltmaktır. (Fosfat lavmanı)
           
2.0 KAPSAM: Lavman uygulamasının amacına uygun yapılmasını kapsar.
           
Tanımlar:
            BOŞALTICI LAVMAN: Rektum ya da alt kolona verilip, feçes ve gazla birlikte, 1–2 dakika içinde dışarı çıkması beklenen bir solüsyondur.
            RETANSİYON LAVMAN: Rektum ya da Alt kolona verilip, belirli bir süre orada kalması beklenen solüsyondur.

3.0. SORUMLULAR:
Ø  Doktor
Ø  Ebe/hemşire
Ø  Sağlık memuru

4.0 UYGULAMA:
            a) Lavman aşağıdaki durumlarda kesinlikle uygulanmaz.
                        1)Paralitik ileus,
                        2)Kolon tıkanmasında,
                        3)Musluk suyu ya da sabunlu su lavmanlarının bardak içi basıncı arttırabileceği su entoksikasyonunda, mukozal hasara ve nekroza, hyperkalemiye ve aritmilere neden olabileceği durumlarda,
                        4)Kolonun üst segmentinde büyük miktarda sıvı verilmesinin, perforasyon ve hemorajiye neden olabileceği durumlarda,
                        5) Gastrointestinal ya da jinekolojik bir ameliyat sonrasında, dikişlerde yırtılabileceği durumlarda (eğer tıbbi izin alınmadı ise),
                        6) Kolonun, iltihaplı ya da ülserli bir yapıda olduğu hastalar için düşük basınçlı lavman ve hipertonik tuzlu sulu lavman kullanmak.
            b) Hemşire tüm malzemeleri hazırlar.
            c) Hastanın rızasını almak ve işbirliği sağlamak için işlem hastaya açıklanır.
            d) Hastanın gereksiz yere utanmasını önlemek için mahremiyetine yönelik gerekli önlemler alınır.
            e) Hastanın işlemi daha iyi tolere edebilmesi için mesanesini boşaltması sağlanır.
            f) Hasta işlem tamamlanmadan lavmanı çıkarma ihtiyacı duyabilir. Bu nedenle sürgü, sürgülü oturak ya da tuvalet kullanıma hazır bulundurulur.
g) Sıcaklık barsak mukozasındaki pleksuslar için etkin bir uyarıcı olduğundan lavman içi su dolu bir kaba daldırılarak ısıtılır. Vücut ısısındaki ya da bunun biraz üzerindeki bir lavman barsak mukozasına zarar vermez. Yetişkinler için 40,5 – 43,3 derece olmalıdır. Yağlı retansiyon lavmanları 37,8 derecede ısıtılmalıdır. Çevrenin ısısı, sıvının verilme hızı ve tüpün uzunluğu, relotamdaki sıvının ısısını etkileyecektir.
            h) Lavman sıvısının rektuma, geçişini kolaylaştırmak için hastaya istenen pozisyon verilir. Örnek; sol tarafın dizlerini iyice büküp, üstteki bacak alttakinin üstüne konur ve hastanın yatağın ucuna yakın yatması sağlanır. Bu yatış pozisyonunda solüsyonun kolondan akışına yer çekimi yardım eder. Dizlerin bükülmesi lavman cihazının ucunun girişini daha kolay hale getirir.
            ı) Kirli yatak çarşaflarının neden olacağı potansiyel enfeksiyonu en aza indirgemek ve lavman sıvısının erken dönemde dışarı çıkması durumunda hastanın ıslanmasını önlemek için hastanın altına tek kullanımlık inkontinans pedi verilir.
            i) Tek kullanımlık önlük giyilir.
            j) Çapraz enfeksiyonu önlemek için eller el yıkama talimatına göre yıkanır.
            k) Yüzeyin sürtünmesini ve rektal mukoza travmasını önlemek için spanca jel sürülür ve lavman cihazının ucu kaygan hale getirilir.
            l) Kolona hava girmesi, kolon duvarlarının gerilmesine yol açarak hastanın gereksiz yere rahatsız olmasını önlemek için fazla hava dışarı çıkarılır. Kaygan tüp anal kanala yavaşça yerleştirilir. Böylece barsak duvarı spazmı en aza indirgenir. Bağırsağın boşalması isteniyorsa az miktarda hava verilebilir. Artan peristaltizme bağlı olarak boşaltım daha etkili olacaktır.
            m) Cihazın ucu 10-12 cm derinliğe kadar itilir, böylece cihazın ucu rektuma kadar ulaşmış olur.
            n) Artan peristaltizmi önlemek ve barsak duvarlarına az basınç uygulamak için retansiyon lavman sıvısı yavaş yavaş verilir. Doktor istemine göre yatak ucu 45 derecelik bir eğimle kaldırılmış olursa, lavmanın yer çekimi nedeniyle sistem içinde kalması sağlanır.
            o) Eğer boşaltıcı lavman uygulanıyorsa geri akıntısını önlemek için, paketi alttan üstüne doğru kıvrılır ve sıvı yavaş yavaş verilir. Bu işleme solüsyon tamamen boşalıncaya kadar devam edilir.
            ö) Rektuma hava girmesini önlemek için, sıvı tamamen boşalmadan önce tüp klemplenmelidir.
            p) Rektumun boşaltma reflekslerini başlatmamak için lavman cihazının ucu yavaş yavaş çıkartılır.
            r) Hastayı rahatlatmak, tahrişi ve enfeksiyonu önlemek için hastanın perianal bölgesi spançla temizlenir.
            s) Hastaya 15 dakika süre ile lavman sıvısını içinde tuttuktan sonra boşaltması söylenir.
            ş) Enfeksiyonu önlemek için kullanılan ekipman dışarı çıkarılır ve atılır.
            t) Eller el yıkama talimatına göre yıkanır.
            u) Hastanın bağırsak fonksiyonlarını izleyebilmek için lavmanın yapıldığı hasta üzerindeki etkileri ( feçesin rengi, yoğunluğu, içeriği ve miktarı) hemşire gözlem formuna kayıt edilir.

5.0 İLGİLİ DÖKÜMANLAR :
Ø  Hasta Dosyası                



>>>Devamı için lütfen sayfadaki indirme adreslerinden herhangi birini kullanarak talimatı bilgisayarınıza indiriniz.

Konuyla ilgili aramalar: lavman uygulama talimatı, lavman nasıl yapılır , lavman yapma talimatı , yapılışı , uygulanışı

--> TALİMATLAR ANA SAYFASINA DÖN <--

Lavman Yapma Talimatını İndir  -  Alternatif İndirme Adresi

30 Ekim 2010 Cumartesi

Konsültasyon Talep Formu (Konsültasyon istek Formu)

Sponsorlu Bağlantılar:


>>> Konsültasyon İstek Formu <<<

KONSÜLTASYON NEDİR? Alm. Konsultation (f), Fr. Consultation (f), İng. Consultation.

Tıpta, çeşitli dallarda uzman olan hekimlerin, tam aydınlatılmamış bir vaka veya teşhisi zor bir hastalık karşısında yaptıkları fikir alışverişi. İstişâre. Doktorların birbirlerine uzmanlık alanlarında yaptıkları başvurular ve yönlendirmelerdir.

Form üzerindeki bazı alanlar:

Hastanın Adı Soyadı :
Klinik yatak No :
Poliklinik No :
Protokol No :

>>> gibi alanların bulunduğu Konsültasyon Talep Formunu sayfanın altındaki bağlantıları tıklayarak indirebilirsiniz. <<<

--> BİLGİ FORMLARI ANA SAYFASINA DÖN <--

Konsültasyon istek Formunu İndir    Alternatif İndirme

EMG istek Formu Elektromiyografi istem Formu

Sponsorlu Bağlantılar:


>>> EMG istem Formu <<<

EMG, (Elektromiyografi) vücudumuzdaki sinirlerin ve kasların elektriksel yöntemlerle incelenmesidir.

Form üzerindeki bazı alanlar:
Gönderen Dr.
Adı ve Soyadı :
Tarih :
Protokol No :
Hastanın Adı Soyadı :
Gönderen Poliklinik :
Klinik Ön Tanı :
Muayene Bulgusu :


DOKTOR


NOT:Yukarıdaki bilgilerin tam olarak doldurulması önemle rica olunur.


>>> gibi alanların bulunduğu EMG istek Formunu sayfanın altındaki bağlantıları tıklayarak indirebilirsiniz. <<<

Konuyla ilgili aramalar: emg formu , Elektromiyografi istem

--> BİLGİ FORMLARI ANA SAYFASINA DÖN <--

EMG istek Formunu İndir

29 Ekim 2010 Cuma

EMG Nedir? Elektromiyografi Hakkında Bilgi

Sponsorlu Bağlantılar:

EMG Nedir?

EMG, elektromiyografi teriminin kısaltmasıdır. Kasların kasılması­nı sağlayan elektriksel aktivitenin izlendi­ği ve yorumlandığı bi­r kas incelemesidir. Kasların kasılması sinir­ler aracılığıyla beyinden iletilmiş olan uyarıcı potansiyellerin kaslarda oluştur­duğu Motor Ünite Aksiyon Potansiyelleri (MÜAP) olarak bili­nen elektriksel potansiyeller sayesinde olur.

Kasılmanın mikta­rı MÜAP'ların sayısının ve sıklığının artması ile artar. Kaslar­ın kasılı olmadığı veya kasılı olduğu durumlarda MÜAP'­ların incelenmesi, şeklinin veya sıklığının nor­mal sınırlar içinde olup olmaması, veya normalde karşılaşıl­mayan elektriksel aktivitelere rastlanılması kaslar­daki sorunları belirlemek için incelenen değişkenlerdir. Gün­lük kullanımında EMG incelemesi denildiğinde kas incelemesi an­lamının yanısıra sinir incelemesinide içeren testler bütünü anl­amına gelmektedir.

EMG'nin Hastalıklar­ın Tanısını Koymada Yeri Nedir ?
EMG direkt inceleme yöntemleri­nin yerini tutmasa da bu yöntemlere yol göstermek­te, bir çok hastalıkta ise direkt yöntemlere gerek kalmaks­ızın bazen tek başına bazen diğer dolaylı yöntemlerle klinisyene tanı koy­mada yardımcı olarak tedavinin yolunu açmak­tadır.

Neden istenir ?
EMG ve sinir ileti incelemeleri sırasıyla omuriliğin ön boy­nuz hücreleri, sinir kökleri, sinir ağları, uç sinirler, sinir kas kav­şağı ve kas hastalıklarının tanısını koymada kullanılan dolaylı bir yöntem olup uygu­lama kolaylığı nedeniyle çoğu zaman tek başı­na bazen de diğer yardımcı yöntemlerle (ör: görüntüle­me teknikleri, kan biokimyası) olası en kesin tanıya götür­mekte ya da hekimi tanı için doğrudan diğer yöntemlere (ö­r: biopsi, operasyonla sorunlu bölgenin direkt görül­mesi) sevketmektedir. Sıklıkla bel ve boyun fitıklarının, uç sinir­lerin belli noktalarda sıkışmasının ne­den olduğu ağrılı durumlarda ve his kusurlarında, kol ve bacak güçsüz­lüklerinin görüldüğü bazı durum­larda, sınırlı veya yaygın kas erimelerinde sinir ve kaslar­ın ne kadar zarar gördüğünü ölçmek amacıyla kullanı­lır.

EMG Nasıl Yapılır?
Kaslardaki sorunların tanı­sı için EMG incelemesinde iğne elektrotları kullanılır. Bu yüz­den iğne EMG'si olarak da adlandırılır. Genellikle konsantrik iğ­neler kullanılır. Bu iğneler bilinen enjektör iğnelerinin içi­ne çok ince bir tel konulması ile ka­yıt elektrodu haline getirilmişlerdir. Cihaza bağlı bir iğ­ne ilk görüldüğünde elektrik verileceği korkusu uyandırır. Fakat iğne EMG inceleme­sinde herhangi bir elektriksel uyarı verilmez. Yal­nız kaslarda nor­mal veya anormal elektriksel aktivitenin kaydedilmesi için kullanı­lır. Araştırılan kasa iğnenin ucu direkt olarak yerleştirilir. İğne ucu­na yakın olan kas bölgesinde o kasın kasılması için beyinden gönderi­len uyarıların oluşturduğu MÜAP'lar veya diğer elektriksel aktivit­eler çok özel amplifikatörler aracılığıyla büyütülürler ve cihazın ekranın­dan izlenirler. Gör­sel incelemenin yanında aynı sinyaller hoparlör sayesinde işitilir hale getirilirler ve incelemeyi ya­pan doktorun değerlendirmesine önemli katkıları o­lur.

EMG de İncelemenin süresi ne kadardır ?
Her zaman i­çin bir vücut bölgesi­nde birden fazla sayıda sinir ve kasın incelenmesi gerekmektedir. Yön­tem uygulama şekli nedeniyle ağrılı olabildiğinden uygulayıcı bilgi ve deneyimi yardımıy­la incelemeyi sınırlayarak gereksiz girişimlerden kaçınır. Bazen de sınırlı gibi görü­nen ve kısa sürmesi planlanan incelemeler, uygulama sırasında elde edilen verilere göre genişletile­bilir. EMG'de her hasta için hastalığına uygun ay­rı inceleme planları uygulandığından standart bir ince­leme süresinden bahsetmek güç olmakla birlikte bu sü­re 30 dakikadan 2 saate kadar uzayabilmektedir. Bu süre içerisinde hastanın müm­kün olduğunca doktora yardımcı olması incelemenin da­ha sağlıklı olmasını sağlayacak, gerek­siz uzamalara engel olacaktır.

Konuyla ilgili aramalar : EMG nedir , EMG nasıl yapılır , EMG neyin kısaltması

--> TIBBİ TANIMLAMALAR ANA SAYFASINA DÖN <--

Yere Tükürmenin Zararları , Yerlere Tükürme Ayıbı

Sponsorlu Bağlantılar:

YERE TÜKÜRME AYIBI VE ZARARLARI :

Mikroplar: Her yerde bulunan ve bazıları hastalığa yol açan gözle görülemeyecek kadar küçük canlılardır.

YERE TÜKÜRMENİN SAĞLIK AÇISINDAN ZARARLARI :
İnsanın tükürüğünde yaklaşık 600 değişik mikrop bulunur.1 cm 3 tükürükte 250 milyon adet mikrop vardır.Hastalık durumunda HASTALIK YAPAN mikropların sayıları artar.

1 cm 3 :bir tavla zarından biraz daha büyüktür.

YERE TÜKÜRME YOLUYLA BULAŞABİLECEK HASTALIKLAR :

1.VEREM: Verem, yıllar boyunca varlığı bilinen bir hastalıktır.Tükürük,aksırık,
öksürük,balgamıyla başka insanlara solunum yoluyla bulaşır.Küçük bebeklerde,yaşlı kişilerde ölüme neden olabilir.

2-Bronşit(Kronik):
Kronik bronşit sessiz başlayıp yavaş bir ilerleme göstererek yıllar boyu süren ve sonunda ağır solunum yetmezliğine yol açan bir hastalıktır, iki yıldan uzun bir süre zaman zaman yinelemelerle aylarca süren öksürük ve balgam yakınmaları olan bir hastaya, verem gibi aynı belirtileri veren başka bir hastalık olasılığı elendikten sonra kronik bronşit tanısı konabilir.
Nedenleri:sigara dumanı, hava kirliliği,yer kirliliği ve solunum yolları enfeksiyonlarıdır.

3- Zatüre (Zatürre) :Zatürree,akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır.
Mikrobik bir hastalıktır.

Halk arasında "zatürre" olarak bilinen özellikle risk grubu hastalarda(Yaşlılar ,çocuklar ve Vücut direnci kırılmış kişilerde)ölümle sonuçlanabilecek ciddi bir akciğer hastalığıdır.

4-Grip: Grip, aniden başlayan ateş,titreme,kırıklık,baş ve öksürük,vücut ağrıları,ses kısıklığı,gözlerde rahatsızlık gibi belirtilerle kendini gösteren tedavisi olmayan bir hastalıktır.Tedavisi için yatak istirahati gerekir. Sonbahar ve Kış aylarında görülür. En fazla görüldüğü yaptığı aylar Ekim - Mart aylarıdır. Grip son derece ciddi bir hastalık olup, en fazla görüldüğü kış mevsiminin en şiddetli hastalıklarından biridir. İşgücü kaybı açısından bakıldığında en yüksek maliyete yol açan hastalıkların başında yer almaktadır .
Grip hastalığına bağlı olarak,beyin iltihabı sonucu ölüm görülebilir.

RUH SAĞLIĞI AÇISINDAN TÜKÜRME;
İnsanları tiksindirir, İğrenç kabul edilir,kızgınlık ve strese neden olur.İnsanların Ruh Sağlığını da etkilemektedir.

TOPLUMDA NELER OLUR?
Temizlik kültürü olmayan bir toplum haline geliriz.
Hastalıklar artar,ölümcül hastalıklar çoğalır.

TOPLUMBİLİM AÇISINDAN TÜKÜRME;
. Az gelişmiş ülkelerde görülen bir davranıştır. Medeni ülkelerde görülmez.

KABAHATLER YASASINA GÖRE TÜKÜRME;
5326 Sayılı Kabahatler Kanununun 41.Maddesinin 1.Fıkrasına göre suçtur.

KİŞİ EVİNE DEĞİL DIŞARIYA TÜKÜRMEKTEDİR.
ÇEVRE,HEPİMİZİN ORTAK YAŞAM ALANIDIR.
ÇEVREYE,İNSANLARA HİÇ KİMSENİN ZARAR VERMEYE HAKKI YOKTUR.

UYGARLIK ÖLÇÜSÜ..
Kişi başına DÜŞEN;
Lüx otomobil,
İnternet kullanımı,
Elektrik tüketimi,
Cep telefonu kullanımı, DEĞİLDİR.

SONUÇ;
Çevreye Saygı, İnsan Sağlığına Saygıdır, İnandığımız dini ve ahlaki değerlerimize saygıdır.
Tarihimize,Kültürümüze saygıdır. Hukuka saygıdır.
İnsan Haklarına Saygıdır. Uygarlığa,Demokrasiye saygıdır.

Çocuklarda Altını Islatma, Enurezis Nedir? Çocuğum Altını Islatıyor?

Sponsorlu Bağlantılar:

Klinik pratikte enürezis (enourin: Yunancada idrar yapmak) olarak da tanım­lanan alt ıslatma; çocuğun gün­düz ya da gece saatlerinde üzerini ya da yatağını ıslatması olarak tanımlanır. En az üç ay boyunca haftada en az iki defa ol­ması ya da alt ıslatmanın çocukta ve ailede ci­ddi sıkıntı yaratması tedavi koşulu olarak kabul edilebilir.

Sadece gece saatlerinde ola­bilir, hem gece hem gündüz olabilir, sadece gündüz saatlerinde olabilir. Çocuğun tuvalet kontrolünü hiç başaramadığı durum­lar primer (birincil) tip ola­rak kabul edilir. Eğer çocuk altı ay, bir yıl gibi bir süre tuvalet kontrolünü başarmış ve sonradan alt ıslatması baş­lamışsa sekonder (ikincil) tip olarak kabul edi­lir.

Primer tipte idrar kesesi (mesane) kontro­lü hiçbir zaman kazanılmaz, bütün olguların yüzde sekse­nini oluşturur, genellikle geceleri yaşanır, çokluk­la da genetik, biyolojik ve gelişimsel neden­lere bağlanır.
Sekonder tipte mesane kontrolü kaza­nılır ancak sonradan kaybedilir, bü­tün olguların yüzde yirmi­sini oluşturur, genellikle organik ve psikolojik nedenlere bağlanır.

Erkek çocuklar­da kız çocuklardan iki kat daha fazla görü­lür. Beş yaşındaki çocukların beşte birin­de, altı yaşındakilerin sekizde birinde, yedi yaşındakilerin onda birinde, on yaşındakilerin de yirmide birin­de görülür.

ALT ISLATMANIN NEDENLERİ

Alt ıslatmanın çeşitli nedenleri vardır

- Genetik yatkınlık: Çocuğun birinci derece­den akrabalarının da çocukluğunda alt ıslatma (enürezis) öyküsü sık­tır. Yapılan bazı araştırmalarda 12, 13 ve 22. kromozomlarda anormallikler saptan­mıştır. Kesin genetik o­dak bulunmamışa da, enürezisli çocukla­rın kabaca yüzde sekseninde aile öyküsü saptanır. Anne ve babadan bir tanesinde var­sa çocuk için olasılık yüzde eli, ikisinde de var­sa yüzde yetmiştir.

- Uyku ile ilgisi araştırıl­mıştır. Alt ıslatma en sık uykunun ilk üçte birlik diliminde ve de­rin uyku evresinde ortaya çıkar. Alt ıslatması olan çocukların uykudan uyanmalarının daha zor olduğunu, mesane dolgun­luğunu hissetmediklerini ileri süren araştırma sonuç­ları ortaya konulmuştur. Adenoid hipertrofisi (geniz eti şişkinliği) uyku apnesine ve idrar kaçırmaya ne­den olabilir.

- İdrar yolları ve kesesi (mesane) yapısında anatomik ve fizyolojik prob­lemler araştırılmış ve bu çocuk­larda fonksiyonel mesane kapasitesinin (boşalma anındaki hacim) düştüğü, ayrıca mesanede detrusor kası­nın fonksiyonunda tutarsızlıklar olabildiği gösterilmiş­tir.

- Bazı durumlarda antidiüretik hormonun gün­lük salınım sürecinde anormallikler, idrar sodyum ve potasyum atıl­ımında gün içi anormallikler, endojen arjinin vazopressin üretimi olabilece­ği öne sürülmüştür.

- Psikiyatrik etkenlerin rolü sekonder tip enüreziste daha fazladır ama primer tipte de çok görülür. Sosyoekonomik düzeyi düşük toplumlarda ve kalabalık ailelerde, travma geçmişi olan çocuklarda enürezis sıklığı daha fazla­dır. Enürezis; çocuklarda görülebilecek depresyon, sosyal fobi, obsesif kompülsif bozuk­luk gibi birçok psikiyatrik hastalığın belirtilerinden bir tane­si olabilir. Tuvalet eğitiminin yetersiz olması, disiplinsizlik vb davranış probl­emleri de enürezis sıklığını arttırabilir.

- Diabetes mellitus ve insipidus, orak hücr­eli anemi, epilepsi, alkol, kahve, kola, aşırı soğuk hava, aşı­rı sıvı alımı, idrar yolunun bakteriyel ve man­tar enfeksiyonları (sekonder tipin yüzde otuz nedeni), böbrek yetmezliği, nöroje­nik mesane, myelomeningosel, spinal kord tümörle­ri de enürezis nedenleri arasında sayılabilir.

TANI KOY­MA

Öncelikle ayrıntılı bir anamnez (has­ta öyküsü) alınır. Enürezisin primer veya sekonder tip mi oldu­ğu, sıklığı ve yoğunluğu, kuru kalma periyodu, alınan sıvı miktarı, işeme pratikleri ve şekli, ayrı­ca beslenme rejimi, idrarda acıma, yanma, koku, sık idrara çık­ma vb yakınmalar, başka davranış problemleri eşlik edip etmediği, genel ruhsal durumu, fizyolojik bir hasta­lığı olup olmadığı ve uygulanan tedaviler, çocuğun tuvalet eğitimi, ailenin proble­me yaklaşımı öğrenilir.

Enürezisli çocukla­rın fizik muayeneleri genellikle normaldir. Ancak kuşkulu durumlarda karın, kasık bölgesinin, genital organla­rın ayrıntılı muayenesi ve nörolojik muayene yapılmalıdır.

Daha ileri incelemeler gerek­tiğinde bazı laboratuar taramaları yapılabilir. İdrar analizi, idrar kültürü, fonksiyonel mesane kapasitesi öl­çümü, gaytada parazit incelemesi, lumbosakral grafi, ürodinamik değer­lendirme, ultrasonografi, voiding sistoüretrogram, intravenöz pyelogram vb bir­çok inceleme yönteminden yararlanılabi­lir.

AYIRICI TANI

Enürezis genellikle monosemptomatiktir, yani tek başı­na görülür. Ama enürezise neden olabilecek bütün hastalıklar ak­la gelmeli ve gereken tanı araçlarına başvurulmalıdır.

Enürezis nedeni olabilecek fizyolojik hastalık­lar ekarte edildikten sonra psikiyatrik açından da ayrıntılı değerlen­dirilmelidir.

Enürezis; çocuğun özgüveni­nin yıkan, gün boyu huzursuz eden, kaygı uyandıran bir durumdur. Seyrek ola­rak da çocuğun farkındalığı zayıf olur, çok umrun­da olmaz. Enürezis genellikle tek başı­na görülür ancak depresyon, obsesif kompülsif bozukluk, zeka geriliği, sosyal fobi, selektif mutizm, özgül fobi (yalnız yatamama­, kapalı alan korkusu vs) gibi birçok durum­da da hastalığa eşlik eden belirtilerden birisi olarak görünebilir.

TEDAVİ

Enürezisin nedeni diabet, böbrek hastalığı vb fizyolojik hastalıklardan kaynaklanıyor ise, o hastalığa uygun teda­vi ilgili branş hekimlerince yapı­lır.

Psikiyatri kliniklerinde enürezis tedavisi çok yönlü­dür.

Öncelikli tedavi yaklaşımı davranış­çı terapi teknikleri ile çocuğun ve ebeveynin motivasyonu ile tedavi işbirliği­ni arttırmaktır. Anne babalara; rencide etmeden, kararlı ve tutarlı bir yaklaşım­la çocuğu kuru kalmaya özendirmeleri öğretilir. Çocuğun günlük su alımı, tuva­let eğitimi düzenlenir. Sıvı alımının kısıtlanmasının mutlak yararı gösterilmemiştir an­cak günlük sıvı ihtiyacının büyük kısmı gündüz saatlerine aktarılarak gece işemeleri azaltı­labilir. Islatma saatinden kısa bir süre önce tuvalete kaldırılarak, çocu­ğun kuru kalkması, kuru kalktığı günlerin ödüllendirilmesiyle de alt ıslatmadan kalktığı günlerin arttı­rılması sağlanabilir.

Enürezis tedavisinde kullanı­lan çeşitli ilaçlar vardır ve yararlılığı çok yüksektir. En sık kullanılan imipramin adlı ilacın et­ki mekanizması bilinmez, sodyum ve potasyum atılımını azaltarak idrar çıkışını ve ozmolal klirensi azalt­tığına inanılır ve etkinliği yüksektir. Sık kullanı­lan diğer bir ilaç desmopressin olarak bilinir, gece idrar miktarını azaltır. Da­ha az sıklıkta olmak üzere prostoglandin sentez inhibitörleri, mesterolone, antikolinerjik kalsiyum antagonisti, karbamazepin, oksibutirin hidroklorid gi­bi ilaçlar da sınırlı yararları ile kullanıl­mıştır.

Çocuğun; idrar kesesini (mesanesini) da­ha iyi kontrol etmesini öğretmek amacıyla çeşitli egzersizler önerilmektedir. Gündüz saatleri­nde idrar yapmanın olabildiğince geciktirilmesi, idrar yapılırk­en mesanenin birkaç defada boşaltılması gibi davranışlar öğret­ilir.

Çocuk altını ıslattığında alarma vererek uyandı­ran alarm cihazları, yararlılığı yüksek olmasına rağ­men çok yaygınlaşmayan tedavilerden bir tanesidir.

Hipnoz, akupunktur gibi ba­zı tedavilerden de sınırlı olarak yararlanılmıştır.

Uzm Dr. Ahmet Çevikaslan
Çocuk Ve Er­gen Psikiyatr
www.cocukergenpsikiyatr.com

Konuyla ilgili aramalar: çocuğum altına kaçırıyor , çocuğum altını ıslatıyor , cocugum altini islatiyor

--> ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANA SAYFASINA DÖN <--

Cilt Bakımı Önerileri Cilt Bakımında Bazı Püf Noktalar

Sponsorlu Bağlantılar:





Cilt bakımı:

Daha canlı bir cilt için;
Birer tatlı kaşığı havuç, salatalık ve limon suyu ile badem yağını karış­tırıp, yüzünüze yedirin. Dışarı çıkarken de mutlaka 20 koruma faktörlü bir bir k­rem kullanın.

* Dekolte maskı
- Bir çorba kaşığı buğday özü
- Bir çorba kaşığı yulaf unu
- İki çorba kaşığı üzümpekmezi karıştırıp tülbent üzeri­ne serin. Dekoltenize yerleştirip, 20 dakika bekletin.

Yıkadıktan sonra dekolte bölgenize eşit miktarda jojoba yağı, buğday yağı, havuç yağı­ndan oluşan karışımı masaj yaparak sürün.

NOT: Dekolte kadınlar için son derece önem­lidir. Yaşınızı ele verir. Hiçbir şey yapamıyorsanız kullandığınız kremle dekoltenize düzenli masaj uygu­lamalısınız.

* Ten rengi koyu olanlara
Bir tatlı kaşığı lanolin ile bir çorba kaşığı vaze­lini benmari usulü eritin, içine bir çorba kaşığı portakal suyu,
bir tatlı kaşığı taze elma suyu, bir çorba kaşı­ğı beyaz kili ekleyin. . Karışımı bir cam şişede, soğuk yerde
muhafaza edin. Evde olduğunuz zaman bu karışı­mı yüzünüze sürün, kalabildiği kadar kalsın,
ardındanyıkayın. Maskeyi üç gün tekrarla­yın. Dışarı çıkarken de en az 20 koruma faktörlü bir krem krem
kullanın.

* Siyah noktalarla ilgili sorunlar
Siyah noktalar cilt tipinizin yağlıya dönük karma oldu­ğunu gösterir. Haftada bir peeling yapmalısınız. Birer
çorba kaşığı yulaf unu, kil, su ve kremi karıştırıp cildinize sü­rün, beş dakika sonra ovarak çıkarın. Ayda bir
uzmana temizletmeyi de deneyebilirsiniz.

* Kuru cilt, göz kenarlarında kırışıklık­lar ve ellerdeki kuruluk
Haftada bir gün elma suyuyla tüm yüzünü­ze kompres yapın ve yüzünüzü yıkamadan yatın. Elma suyunu ertesi sabaha kadar cildinizde bekle­tin.

* Elleriniz için de şunu yapabilirsiniz:
Eşit miktarda buğday özü yağı, jojoba yağı ve avokado yağını karıştırıp ellerinize sürün ve bekletin. Tırnaklarınıza bademyağı sürmenizin de fayda­sını görürsünüz.
S.Dumankaya

* Kuru cilt için duş jeli
- Bir kahve fincanı el sabunu
- Bir çorba kaşığı zeytin­yağı
- Üç çorba kaşığı kayısı ya­ğı
- Üç çorba kaşığı soya yağı
Bu malzemeleri karıştırıp banyo işleminiz biterken tüm vücudunu­za sürün. 5 dakika sadece su tuttuktan sonra kurulayın.

* Kırışıklıklara formül
Olgun ve yumuşak bir avokadonun dör­tte birini ezin. İçine bir çay kaşığı bal, çeyrek limon suyu ekleyip, göz çevrenize ve dekolte bölgenize sü­rün. Yarım saat kadar beklettikten sonra. hafifçe ovarak çıkarın. Eğer uygulamayı gece yap­tıysanız, hiç yıkamadan' yatın ve yüzünüzü sabah yıkayıp ondan sonra cildinize uy­gun bir krem sürün.

* Vücutta oluşan çatlakları önleme
İlk olarak yeni çatlaklar oluşmasını engelleyip, deri­nin toparlanmasını sağlayalım. İşe kese yaparak başlayın, çünkü temiz cilt uyguladığı­nız karışımları daha çabuk ve iyi şekilde emer. Keseden sonra 20'şer gram kakao yağı, badem yağı, kayısı yağı ve glise­rin, 10'ar gram keten yağı, saf zeytinyağı, çörekotu yağı ve kantaron yağı­nı karıştırıp bununla sorunlu bölgelere masaj yapın. Uygulamayı her gün tekrar­layın.


--> GÜZELLİK, SAÇ VE CİLT BAKIMI SAYFASINA DÖN <--

28 Ekim 2010 Perşembe

Kişisel Temizlik Kuralları

Sponsorlu Bağlantılar:

KİŞİSEL TEMİZLİK KURALLARI :

Kirletilmiş çevreyi temizlemek zordur. Ama kirletmemek ve korumak daha kolaydır.

* En az haftada bir defa banyo yapma, çamaşır ve giyecekleri sık değiştirme.
* Haftada bir defa el ve ayak tırnaklarını kesme.
* Yemeklerden önce ve sonra elleri su ve sabun ile yıkayıp kurulama.
* Tuvaletten sonra elleri bol su ve sabun ile yıkayıp kurulama.
* Kadınlarda perine temizliği önden arkaya doğru yapılmalı ve kuru tutulmalıdır.
* Akşamları yatmadan önce ayakların yıkanması, elbiselerin çıkarılıp pijama veya gecelik giyilmesi.
* İşten veya okuldan eve gelindiğinde el, yüz ve ayakları yıkamak.
* Günde en az iki defa diş fırçalamak.
* Her gün saçları taramak. Sık sık uygun şampuanla yıkamak.
* Yere düşen bir yiyeceği yememek.
* Çiğ meyve ve sebzeleri yıkamadan yememek.
* Açıkta satılan yiyecekleri tüketmeme.

Demirbaş Zimmet Devir Teslim Formu

Sponsorlu Bağlantılar:


>>> Demirbaş Zimmet Devir Formu <<<

Form üzerindeki bazı alanlar:

İADE EDEN BİRİM
TARİH
İADE EDEN KİŞİ
İMZA
BÜTÇE TÜRÜ
DEMİRBAŞ NO
MALZEMENİN CİNSİ
MİKTARI
DEVİR ALAN BİRİM
DEVİR ALAN KİŞİ

>>> gibi alanların bulunduğu Demirbaş Zimmet Devir Teslim Formunu sayfanın altındaki bağlantıları tıklayarak indirebilirsiniz. <<<

Konuyla ilgili aramalar: Demirbaş Zimmet Devir Teslim Formu , devir çizelgesi

--> BİLGİ FORMLARI ANA SAYFASINA DÖN <--

Demirbaş Zimmet Devir Teslim Formunu İndir

Anestezili Elektro Konvulsif Tedavi Onam Formu (EKT)

Sponsorlu Bağlantılar:

  >>> ANESTEZİLİ ELEKTROKONVULSİF TEDAVİ İÇİN AYDINLATILMIŞ ONAM FORMU <<<


Tedavi yöntemi hakkında bilgi:

Mevcut hastalığınızın tedavisi için size anestezili elektrokonvulsif tedavi (anestezili EKT) işlemi önerilmektedir. EKT elektrik akımı ve elektrotlar yardımı ile kişiye sara nöbeti geçirtilmesi temeline dayanan bir tedavi yöntemidir. EKT işlemi genel anestezi altında yapılmaktadır. Genel anestezi ile ilgili açıklamalar ve komplikasyonlar size anestezi bölümü tarafından açıklanacaktır. EKT öncesi değerlendirilmeniz için akciğer, kalp grafileri çekilecek, kan değerleriniz tespit edilecektir. İç  hastalıkları ve nöroloji bölümünce (gerekli olduğunda diğer bölümlerce de)  işlem öncesi tetkik edileceksiniz. İşlem genel anestezi altında elektrotlar yardımıyla başınızın bir ya da iki tarafına uygulanarak yapılabilir.

Tedavinin başarı şansı ve süresi:

Tedavinin başarı şansı yüksektir. Ancak belli bir süre sonunda hastalığınız tekrarlayabilir. Bunun önlenebilmesi için size koruyucu EKT önerilebilir. Uygulanacak EKT sayısı önceden belirlenemez. Her EKT den sonra hastanın durumu tekrar değerlendirilerek tedavinin sürdürülmesine ya da sonlandırılmasına karar verilir. Çoğunluk 4-8 EKT ile düzelirken, kimi hastalarda 12 ya da daha çok sayıda EKT uygulanması gerekebilir..


Tedavi komplikasyonları ve riskleri:
İşlem sırasında yada sonrasında oluşabilecek komplikasyonlar:

-Kalp-damar sisteminde; Kalp atımında düzensizlikler, kalp atımında hızlanma (taşikardi) kalp atımında yavaşlama (bradikardi), kalp iletiminde bozulma (atriyal ve ventriküler aritmiler)  kalp durması (asistol) ve hipertansiyon ve oksijenlenme bozukluğu (anoksi) görülebilir.

-Merkezi sinir sisteminde; Nöbet oluşmaması, yetersiz nöbetler, uzamış nöbetler, geç ortaya çıkan nöbetler, nöbet sonrası bilinç bulanıklığı (geri dönüşümlü), tedavi sonrası yeni bilgilerin anımsanmasının bozulması (anterograd amnezi-geri dönüşümlü), tedavi öncesi öğrenilen  özyaşamsal bilgilerin anımsanmaması (retrograd amnezi-kalıcı olabilir) ve EKT’ye bağlı manik nöbet (coşku dönemi) oluşabilir.


>>>Devamı için lütfen sayfadaki indirme adreslerinden herhangi birini kullanarak aydınlatılmış ve bilgilendirilmiş hasta onam formunu bilgisayarınıza indiriniz.

--> ONAM FORMLARI ANA SAYFASINA DÖN <--

Anestezili Elektrokonvülsif Tedavi (EKT) Onam Formunu İndir  -  Alternatif İndirme

Ölüm Bildirim Formu

Sponsorlu Bağlantılar:


>>> Ölüm Bildirim Formu Formu <<<

Form üzerindeki bazı alanlar:
Adı Soyadı
Baba Adı
Ana Adı
Cinsiyeti
Doğum Tarihi
Açık Ev Adresi

İlçesi
İli
Ölüm Sebebi (Esas Sebep Yazılacak)
Ölüm Tarihi
Ölümü tespit eden hekimin Adı Soyadı
Gömülmesine izin veren makamın adı >>> gibi alanların bulunduğu Ölüm Bildirim Formunu sayfanın en altındaki alana tıklayarak indirebilirsiniz. <<<

Konuyla ilgili aramalar: Ölüm bildirme formu , ex bildirim formu , exitus bildirme çizelgesi

--> BİLGİ FORMLARI ANA SAYFASINA DÖN <--

Ölüm Bildirim Formunu İndir    Alternatif İndirme

inflüenza - grip aşısı nedir ve kimlere uygulanmalıdır

Sponsorlu Bağlantılar:

İnflüenza- grip aşısı nedir ve kimlere uygulanmalıdır?

- İnfluenza A ve B tipi  vardır.
- Yaygın olarak hastalık yapan A tipidir.
- A  tipi virüsler Hemaglütinin (H1,H2,H3) ve Nöraminidaz (N1,N2) yüzey antijenini taşırlar .
- Aşı, iki suş A  ve  B virüsünü içerir.
- Tüm virüs, subvirion ve saflaştırılmış yüzey antijenli
    ( split ) aşılar vardır.
- Aşıdan 1 yıl sonra antikor titreleri düştüğünden yıllık koruma önerilmektedir.


- 1950’li yıllarda aşının etkinliği %70,
- Son yıllarda 5210 sağlıklıda yapılan  bir çalışmada etkinlik %75 bulunmuştur.
- 18-64 yaş arasında sağlıklı bireylerde yapılan çalışmalarda aşının; üst solunum sistemi infeksiyonlarını azalttığı, hastalıktan dolayı işe gidememeyi azalttığı gösterilmiştir.
- Yaşlılarda aşının etkinliği ile ilgili bazı şüpheler vardır.
- Aşı yaşlılarda pnömoni gelişmesi, hastaneye yatma sıklığında  ve ölümlerde azalma sağlamıştır.


- Nicol ve arkadaşlarının çalışmasında;
    65 yaş üzerinde şahıslarda pnömonilerde belirgin bir azalma ve hastaneye yatma sıklığında düşme saptanmıştır. Kardiyopulmoner hastalığı, diyabetes mellitusu olanlarda mortalitenin %50 azaldığı gösterilmiştir.
- Meta-analiz sonucunda;
    Üst solunum yolu hastalığı %55,
    Pnömoni %54,
    Hastaneye yatış %49 ve ölümler %70 azalmıştır.
- Aşı ekonomik bulunmuştur.



Grip aşısı yapılması önerilen kişiler

•65 yaş ve üzeri
•Kronik pulmoner hastalık (KOAH, bronşektazi, bronş astması)
•Kronik kardiovasküler hastalık
•Diyabetes mellitus, böbrek fonksiyon bozukluğu, çeşitli hemoglobinopatileri
 olan ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler
•Yüksek riskli hastalarla karşılaşma olasılığı olan hekim, hemşire ve yardımcı
 sağlık personeli
•Grip yönünden riskli şahıslarla birlikte yaşayanlar
•Güvenlik görevlileri, itfaiyeciler gibi toplum hizmeti veren kişiler
•Grip geçirdiklerinde ciddi komplikasyon gelişme olasılığı olan ve tıbbi
 sorunları olan gebeler
•2-3. trimestrde grip geçirme riski olan gebeler

Not: Trivalan grip aşısı, eylül, ekim ve en geç kasım aylarında her yıl deltoid kas içine uygulanmalıdır.

Yumurta allerjisi olanlara yapılmamalıdır.


Pnömoni (Zaturre) Nedir? Pnomoni hastaliginin onemi

Sponsorlu Bağlantılar:

Pnomoni nedir , bu hastalığın önemi hakkında bilgi veririmisiniz?

Kış mevsiminde artış gösteren Zatürre (Pnömoni) bir veya birkaç akciğer lobunun iltihaplanması şeklinde ortaya çıkan, daha çok küçük çocuklarda, ileri yaştakilerde ve kronik bir hastalığı bulunan kişilerde daha ağır seyreden ve bazen ölümle sonuçlanabilen ateşli bir hastalıktır. Bu hastalıkta akciğerlerde bulunan hava kesecikleri iltihabi bir sıvıyla dolar. Akciğerlerin görevi olan oksijen alış veriş fonksiyonu bozulur ve bu nedenle kanda oksijen düzeyi azalır.

İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nde tüm ölüm nedenleri sıralamasında  6. sıraya oturmakta, infeksiyona bağlı ikincil ölümler arasında ise ilk sırayı almaktadır.


Dünyada ve Türkiyede her yıl kaç kişi bu hastalığa yakalanıyor ve pnomoni nedeniyle hayatını kaybediyor? Hastalığın görülme oranı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Dünya sağlık örgütü'nün verilerine göre dünyada her yıl her 1000 kişiden 10-15’i Zatürre’ye yakalanmaktadır. ABD'de yılda 4 milyon kişide toplum kökenli  pnomoni oluştuğu ve bunların 1/5'nin de hastaneye yatırılarak tedavi edildiği bilinmektedir. Ayaktan tedavi edilen hastalarda mortalite oranı %1-5 arasında iken hastane tedavisi, özellikle de yoğun bakım gerektiren hastalarda mortalite birdenbire artmakta
%25'e ulaşmaktadır.
Türkiye’de ise kayıtlı olarak yaklaşık 90.000 Zatürre vakası görülmekte ve 2500 civarında kişi hayatını kaybetmektedir.


Hastalığın en önemli belirtileri ve bu hastalığa yol açan nedenler nelerdir?


          Yüksek ateş,
          Titreme,
          Sarı veya yeşil renkte balgam çıkarma,
          Pas renginde olan koyu kırmızımsı kıvamlı balgam,
          Göğüs ağrısı,
          Kuru ve hırıltılı öksürük,
          Soluk alındığı zaman sırta çivi batırılıyormuş gibi ağrı hissi,
          Şiddetli baş ağrısı,
          Şiddetli bir titremenin ardından ateş yükselmesi,
          Şuur kaybı,
          Yorgunluk,
          Önde meme bölgesi ve arkada ise kürek kemiğinin ucunda duyulan ağrı,
          Solunum hareketleri ve öksürüğe bağlı olarak şiddetlenen göğüs ağrısı,
          Kas ağrısı,
          İştah azalması,
          Dalgınlık,
          Algılama bozuklukları,
          Dudaklarda oluşan uçuklar,
          Halsizlik,
          Aşırı susama,
          Hızlı solunum,
          Bayılacak gibi olma,
          Baş dönmesi,
          Yüzde şişme,
          Boğaz ağrısı,
          Yan ağrısı,
          Kuru ve beyaz dil,
          Dudaklarda mavileşme,
          Miktarı azalmış ve bekletildiğinde açık renk tortu bırakan idrar,
          Koma


Pnomoniye hazırlayıcı faktörler;

Solunum yolları mekanik savunma barajının bozulması. Öksürük refleksi, yutma refleksi, glottis fonksiyonu ve mukosilier aktivite bozukluğu . Bronş sekresyonunun dışarı atılması engellenir ve artmış sekresyonda bakteriler kolayca ürerler.

Oluşmakta olan endobronşial tümörün bronşu tam veya parsiyel tıkamasıyla, tıkanmanın distalinde mukoseroz salgı birikir, drenaj bozulur ve bakteriler kolayca ürerler. Obstriktif pnomonitis.

Üst solunum yollarında kronik süpürasyonların bulunması. Diş eti pyoresi, kronik tonsillit ve sinüzitis.


Akciğer parankiminin ödemli olması. Kalp ve böbrek yetmezliği.

Sık geçirilen viral infeksiyonlar. Viruslar bronş mukoza sıkılığında değişiklik, mukosilier transportta  azalma ve yetersiz fogositoza yol açarlar.


Organizmanın spesifik ya da nonspesifik direncinin kırılması.










Pnomoninin özellikle tehdit oluşturduğu risk grupları varmıdır, hastalık sıklıkla kimlerde görülür?

-       Alkol,
-       Uyuşturucu maddeler,
-       Sigara,
-       Kötü hayat şartları,
-       Yetersiz beslenme,
-       Huzurevinde yaşama
-       Ağır geçen grip hastalığı,
-       65 yaş üstü olmak,
-       Kreş çocuğu ile temas
-       Yakın zamanda konaklamalı seyahat, otel, ofis ortamında kalma
-       Ev su tesisatında değişiklik
-       Aspirasyon şüphesi,
-       Kişide bulunan hastalıklar;
o   Kardiyopulmoner hastalık
o   Diyabet,
o   Neoplastik hastalık,
o   Karaciğer Hastalığı,
o   Serebrovasküler Hastalık,
o   Splenektomi,
o   Kortikosteroid tedavisi
o   Fronkül, karbonkül, endokardit gibi diğer infeksiyon odağının varlığı
o   Periodontal hastalık, kötü ağız hijyeni
o   Hava yolu tıkanması
o   Kronik Böbrek Yetmezliği,





Tedavide neler yapılır?

          Antibiyotikler,
          Yatak istirahati,
          Ateş düşürücüler,
          Öksürük kesici ilaçlar,
          Oksijen alınması,
          Su kaybını karşılayacak ölçüde sıvı alınması,
          Bol vitaminli ve yüksek kalorili diyet.




Pnomoni bulaşıcı bir hastalıkmıdır ve bu hastalıktan aşı ile korunmak mümkünmüdür?

Zatürre’ye neden olan mikroplar kişiden kişiye, bir iki metrelik mesafelerden yakın temas sonucu bulaşırlar. Hastalığın sağlıklı kişilere bulaşması, öksürük, aksırık ya da hasta kişilerin konuşması sırasında havaya yayılan damlacıkların doğrudan solunması yoluyla gerçekleşir.

Korunma için yapmamız gerekenler;

-       Temizliğe dikkat etmek,
-       Aşı yaptırmak,
-       Sigara içmemek,
-       Alkolden kaçınmak,
-       Vitamin ve mineralleri düzenli almak,
-       Altta yatan medikal durumları kontrol etmek,
-       Zararlı alışkanlıklardan uzak kalarak düzenli bir hayat yaşamak,
-       İyi beslenmesini sağlamak,
-       İmmün sistemi güçlendirmek,
-       İnflüenza epidemilerinde kalabalıktan uzaklaşmak
-       Aspirasyona neden olan risk faktörlerini azaltmak
-       Yüksek riskli gruplarda amantadine veya rimantidine ile inflüenza A koruması
-       Yıllık inflüenza aşıları,
-       Pnömokok aşıları,



Pnomoni aşısı nedir ve kimlere uygulanmalıdır?

- Streptococcus pneumoniae yetişkinlerde en sık pnömoni etkenidir.
- Genel mortalite %5-10, yaşlılarda %30-45 arasındadır.
- Splenektomi sonrası şahıslarda ciddi pnömoni mortalitesi %50 bildirilmiştir.
- Yaşı 65 üzerinde olan şahıslarda riskli kabul edilmiştir.
- Pnömokok aşısı 1977’de lisans almış ve 1983’de yeniden formüle edilmiştir.
23 pnömokok tipin kapsüler polisakkaritlerini içerir ve tüm pnömokok infeksiyonlarının %90’ını kapsar.
- Aşılamayı takiben sağlıklı bireylerde antijene karşı 2-3 kat antikor cevabı gelişir ve 7-10 yıla dek bu antikorlar bulunabilir.
- Yaşlı,diabetik, KOAH’lı ve alkol bağımlılarında normalden daha düşük antikor titreleri bulunmuştur.
- Lösemi,lenfoma,MM ve HIV’li hastalarda suboptimal antikor cevabı vardır.

ABD ------- Aşının genel etkinliği %57
- Aşının koruyuculuğu :
    Diyabetlilerde %84
    Koroner kalb hastalarında %73,
    Kronik pulmoner hastalıklarda %65
    65 yaş üzeri immünitesi iyi şahıslarda %65
- Aşı etkinliğinin 5 yıldan uzun olduğu bilidirilmiştir.
Ekonomik profil henüz net değildir.

SONUÇ
1) Pnömokok aşısı komplike olmayan pnömokoksik pnömoniyi önlemede daha etkindir.
2) Aşı, bağışıklığı baskılanmış ve kronik hastalığı nedeniyle immün sisteminde zayıflık olanlarda etkili değildir.




Pnömokok aşısı yapılması önerilen kişiler
•65 yaş ve üzeri

•KOAH, bronşektazi, pnömonektomi

•Kronik kardiyovasküler hastalıklar

•Diabetes mellitus

•Kronik alkolizm

•Siroz

•Dalak disfonksiyonu veya splenektomi

•Lenfoma veya multiple myelom

•Kronik böbrek yetmezliği, nefrotik sendrom

•Transplantasyon
•HIV infeksiyonlu olgular
•Beyin-omurilik sıvısı kaçağı olanlar
•Pnömokok hastalığı veya komplikasyonu riskinin artmış olduğu
 şartlarda yaşayanlar